Jinekolojik kanserler içinde yumurtalık ve endometrial kanserler ailesel geçiş özelliği gösterebilirler. Ayrıca bu kanserler meme kanseri ile de genetik bağlantı içindedirler ve çoğu zaman dikkatli inceleme gerektirirler.
Over kanserlerinde eğer bir aileden birinci derece akrabalardan 2 kişi etkilenmişse 3. kişinin riski %50, bir kişi etkilenmişse %2-3 dür. Herediter olmayan tümörlere oranla, herediter over kanserleri genellikle on yıl daha genç kadınlarda meydana gelir. Epitelial over kanserlerinin görulme yaşı ortalama 61 dir. Birinci veya ikinci derece akrabalarında 50 yaş öncesi epitelial over kanseri görulmuş kadınlarda muhtemel etkilenmiş geni taşıma oranı daha yuksektir.
Meme/over ailevi kanser sendromu
Bu sendrom, epitelial over kanseri ve meme kanseri kombinasyonu olan ailelerde ortaya çıkar ve birinci , ikinci derece akrabaları etkiler Over Kanseri gelişmesinin rölatif riski normal populasyondan 2-4 kat daha fazladır. Öncelikle meme kanseri hikayesi olan kadında bunu takiben over kanseri gelişme insidansı 2 kez fazladır. BRCA 1 ve BRCA 2 gen mutasyonları taşıyan ailelerde görülür. BRCA 1 mtasyonu taşıyanlarda yaşam boyu over kanseri riski %1.4 den % 40 lara yükselmektedir.
Lynch II Sendromu
Bu sendrom (herediter nonpolipozis kolon kanseri), multipl adeno kanserlerı kapsar ki bu da familial kolon kanseri (Lynch I sendromu olarak bilinir) ve yüksek oranda ovarian, endometrial, meme, gastrointestinal sistem ve genitoüriner sistemin diğer malignensilerini içerir. Bu aileden olan bir kadında epitelial over kanseri riski, genel populasyona oranla 3 kez artmış rölatif riske rağmen, birinci-ikinci derece akrabalarındaki hastalık sıklığına bağlıdır. Riski doğru olarak tanımlamak için bu tip ailelerin tam soy analizleri genetikçiler tarafından yapılmalıdır. Bu kanser sendromu üyesi ailelerde genital kanserler içinde sıklıkla endometrium kanseri ve over kanseri görülür. DNA tamir genlerindeki mutasyona sekonder gelişir.
Genetik açıdan risk altında olan kadınlara çocuk arzusu tamamlanıncaya kadar TVUSG, CA 125 ve JM’den oluşan bir yaklaşımla her 6 ayda bir tarama programı uygulanır. Çocuk isteği tamamlandıktan sonra veya 35 yaş üzerinde proflaktik ooferektomi önerilebilir.