Serviks kanseri, servikal kanser ya da rahim ağzı kanseri, rahim ağzının (servikal alanın) habis (kötücül) kanseridir. Serviks kanseri, epitelden köken alan habis tümör, yani karsinomdur. İlk belirtisi vajinal kanama olabilir, ama iyice ilerleyene kadar bir belirti göstermeme durumu da söz konusudur. Tedavisi, erken evrelerde ameliyat, ileri aşamalarda kemoterapi ve radyoterapidir.

Serviks kanseri; dünya üzerinde her 2 dakikada bir kadının ölümüne neden olan ve değişik ülkelerde yapılan çalışmalarda kadınlarda meme kanserinden sonra en sık görülen ikinci kanserdir.

"Papanicolaou smear" (PAP smear) testi ile serviks kanseri oluşumu öncesi değişikliklerin tanınması mümkün olmaktadır. Serviks tarama çalışmalarının rutin olarak kullanıldığı ülkelerde invaziv serviks kanseri oranı %50'den fazla azalmıştır.

Serviks kanserinin nedeni nedir?

Epidemiyolojik çalışmalar serviks kanseri için majör risk faktörünün insan papilloma virüs (Human Papilloma Virus 'den kısaltma HPV olarak anılır) enfeksiyonu olduğunu göstermektedir. Serviks kanseri - HPV enfeksiyonu ilişkisi, akciğer kanseri - sigara ilişkisinden daha sıkı bir ilişkidir. Serviks kanser vakalarının hemen hepsinin (%99,7) gelişmesinde HPV enfeksiyonunun gerek şart olduğu bulunmuştur. Morbidite ve mortalite oranları çok yüksek olan bu kanserden korunmada HPV aşısının geliştirilmiş olması büyük öneme haizdir. Yaklaşık 100 HPV tipi mevcuttur. Çoğu düşük riskli tipler olup ancak göz ardı edilebilir bir serviks kanserine yol açma riskine sahiptir. Ancak yüksek riskli tipleri serviks kanserine yol açabilen anormal hücrelerin gelişmesine neden olabilmektedir. Gerçekten serviks kanseri olgularının çoğuna iki tip HPV (HPV 16 ve 18) neden olmaktadır. Serviks kanseri olgularının aşağı yukarı % 70’inde bu iki tip bulunmuştur.

Virüs nasıl yayılmaktadır?

Virüs çok yaygın olup size kolayca geçebilmektedir. Cinsel temas sırasında, hatta bazen genital derilerin yakın teması yoluyla geçebilmektedir. O halde cinsel yönden aktif her kadın yakalanma riski taşımaktadır. Kondomlar riski azaltabilmesine rağmen sizi tamamen koruyamazlar. Çünkü genital organların derisi de virüsü taşıyabilmektedir.

Gerçekte cinsel yönden aktif kadınların % 80’e varan bölümü yaşamlarının bir anında bir HPV virüs tipiyle enfekte olmaktadır. HPV virüslerini aldığımızın farkında olmasak bile bağışıklık sistemimizin HPV enfeksiyonlarının çoğuyla savaşarak uzaklaştırabilmesi iyi haberdir. Ancak ara sıra bazı yüksek riskli virüs tipleri servikste kalmakta ve zamanla serviks kanserinin gelişmesine neden olabilmektedir.

Risk faktörleri nelerdir?

Serviks kanseri için birçok risk faktörü tanımlansa da, son epidemiyolojik çalışmalar bu kanser türü için majör risk faktörünün HPV (insan papilloma virüs) enfeksiyonu olduğunu göstermektedir. Serviks kanseri olgularının neredeyse tümünde HPV enfeksiyonu olduğu gösterilmiştir. Bununla beraber kanser gelişimini tetikleyen başka risk faktörleri de mevcuttur. Bu risk faktörleri: erken yaşta cinsel ilişki (20 yaştan önce), çok sayıda cinsel eş, eşin çok eşli olması (erkeğin başka eşlerinin olması), yüksek parite (doğum sayısının fazlalığı), kötü hijyen, düşük sosyoekonomik seviye, pozitif aile öyküsü (aile (kan bağı olan) fertlerinde servikal kanser tanısı konmuş olması), sigara kullanımı, yetersiz beslenme (bilhassa; vitamin C, vitamin A, beta karoten ve folat eksikliği), klamidya trachomatis enfeksiyonu ve cinsel yolla bulaşan diğer bazı ajanlardır. Bunlara ek olarak eskiden risk faktörü olarak kabul gören, uzun süreli oral kontraseptif (doğum kontrol hapı) kullanımı ve Herpes simpleks virüs tip II enfeksiyonu günümüzde artık risk etkeni olarak kabul edilmemektedir.

Risk faktörleri arasında özellikle paritenin önemi yaklaşık 150 yıldır bilinmekte olup cinsel temasa ve buna bağlı faktörlere araştırmacıların dikkatini çekmiştir. Bu nedenle birçok cinsel yolla bulaşan hastalık ve virüsler araştırılmıştır. 1970'li yıllarla beraber HPV üzerinde çalışmalar başlamış ve pozitif bulgularla beraber günümüzde önemli bir bilgi birikimi elde edilmiştir. Bugün serviks kanseri gelişimi için HPV'nin mutlaka var olması gerektiği, diğer risk faktörlerinin ya virüsle karşılaşma oranlarını arttırdığı ya da viral persistansı-karsinojenik süreci hızlandırdığı için önemli olduğu üzerinde durulmaktadır.

Anormal hücreler nelerdir ?

Bazen PAP testi sonuçları bazı serviks hücrelerinizin anormal göründüğünü saptayabilir. Paniğe kapılmayın! Bu, hücrelerin şekil, büyüklük veya düzenlenmelerinin değiştiği anlamına gelir. Kendiliğinden kanserli oldukları anlamı taşımaz.

Anormal PAP testi sonuçlarına yol açabilen birçok serviks iltihabı nedeni vardır.

Örneğin:

  • Yakın zamanlı cinsel aktivite
  • Vajinal duş
  • Herpes (uçuk) gibi cinsel yolla bulaşanları da içeren maya enfeksiyonları veya başka enfeksiyonlar
  • Gebelik, düşük
  • İlaçlar
  • Hormonal değişiklikler
  • Genital siğillere neden olan HPV tipleri
 

Size anormal hücreler veya hücresel değişiklikler saptandığı bildirilebilir: Bu ‘bir anormal sonuçtur.’ Laboratuvarın ileri araştırmayı gerektiren bazı hücresel değişiklikleri ayırt ettiği anlamına gelir. Hücresel değişikliklerin tümü acilen tedavi edilmeniz anlamı taşımaz. Bazıları tedavi gerektirmeden kaybolabilir. Değişikliklerin derecesine bağlı olarak bir PAP testinden geçmeniz veya bazen kolposkopi istenebilir. Kadınların küçük bir bölümünden birincisinin yetersiz olduğu düşünüldüğünden ikinci bir PAP testinden geçmesi istenir. Bu laboratuvarın lam üzerindeki hücreleri bir sonuca varacak şekilde değerlendiremediği anlamı taşır. Bunun nedeni kan hücrelerinin diğer hücreleri maskelemiş veya hücre örnekleri çok kalın veya ince sürülmüş olabilir.

Size PAP testi sonucunuzun "sınırda" olduğu söylenebilir. Bu, hücresel değişiklerin görüldüğü, ancak değişikliklerin normale çok yakın olduğu ve genellikle kendiliğinden normale dönebilmektedir. Ancak emin olmak için hekiminizin belirteceği bir süre sonra tekrar kontrol yaptırmanız gerekmektedir.

PAP testi sonucunuz anormalse doktorunuz bu hücreler hakkında daha fazla bilgi için bir eylem planı önerecektir.

Kanser öncülü hücreler nelerdir?

Bu anormal hücreler içinde anormallikler gösteren hücrelerdir. Kanserleşmeye ilerleme potansiyeline sahip oldukları için kanser öncülü hücreler denmektedir. Ancak gerileyebilir ve eninde sonunda normale dönebilir. Kanser öncülü serviks hücreleri otomatik olarak kansere sahip olduğunuz anlamına gelmemektedir. Erkenden tedavi görmediğiniz takdirde serviks hücrelerinde kansere dönüşebilen değişikler olduğu anlamına gelir.

Kanser öncülü hücre kümelerine genellikle lezyonlar denilir ve bunlar gelişmenin evresine göre hafiften şiddetliye göre derecelendirilir.

Doktorunuz lezyonları Servikal İntraepitelyal Neoplazi (CIN) olarak adlandırabilir ve hafiften (CIN1) şiddetliye (CIN3) doğru derecelendirilir. CIN ölçeğinin özeti:

Serviks Kanseri

 

CIN1: Bu sonuca sahip kadınların yarısından fazlasında anormal hücreler olasılıkla zamanla kendiliğinden kaybolduğundan tedaviye gerek duyulmayacaktır.

CIN2: CIN2 olarak sınıflandırılan anormal hücrelerin ilerleme olasılığı daha yüksektir. Bu nedenle bu sonuca sahip kadınlara tedavi için geri gelmeleri önerilir. Böylece anormal alan ortadan kaldırılarak serviks kanser gelişimi azalacaktır.

CIN3: CIN3 olarak sınıflandırılan anormal hücrelerin ilerlemesi olasıdır. Bu nedenle bu sonuca sahip kadınların tümüne tedavi için geri gelmeleri önerilir. Böylece serviks kanseri gelişme olasılıklarını azaltmak için anormal alan ortadan kaldırılabilir.

Anormal PAP testi sonuçları ve araştırmalar

Anormal PAP test sonucu elde etmek oldukça sık görülmekte olup kendiliğinden serviks kanseri olduğunuz anlamı taşımaz.

Hücrelerinizdeki değişiklikler hafif derecede ise doktorunuz yalnızca PAP testinin tekrarlanmasını önerebilir. Bir anormallik varsa tedavi önerebilir. Daha sonra PAP testini tekrarlayabilir. Çünkü hafif derecede hücresel değişiklikler sıklıkla kendi kendilerine iyileşmektedir. Birkaç ay sonra hâlâ anormal hücreler mevcutsa doktorunuz sizi daha fazla izleyecektir.

Kolposkopi ve biyopsi

Kolposkopi

PAP testiniz anormal sonuçlar vermişse doktorunuz daha fazla araştırmak ister. Doktorunuz olasılıkla bir kolposkopi yapacaktır. Bu muayene; bir kolposkop kullanarak serviksin içindeki değişiklikleri doğrudan ve çok yakından görme olanağı sağlar.

Bir PAP testinde olduğu gibi muayene masasına yatarsınız, doktorunuz serviksi gözlemek için rahim ağzınıza spekulum denilen bir alet yerleştirir. Doktorunuz kolposkop denilen ışıklandırılmış bir mikroskop kullanarak serviks dokusunu aydınlatıp görünümünü büyültecek ve serviks dokusundaki anormallikleri araştıracaktır. Muayene biraz rahatsızlık hissettirebilmesine rağmen genellikle beş ila on dakika sürmektedir.

Biyopsi

Kolposkopi sırasında doktorunuz ileri analizler için küçük bir serviks dokusu çıkartabilir. Bu doku çıkartmaya biyopsi denilir. Bu işlemde analiz için parça almadan önce genellikle serviksi uyuşturacaktır. Biyopsi alma, işlemden sonra kramp veya ağrıya, hafif kanamaya

Belirti ve Bulgular

Serviks kanseri erken evrelerinde asemptomatik olabilir. Stromal invazyon ilerledikçe, hastalık klinik olarak belirgin hale gelir. Genital sistem muayenesinde görülebilen çeşitli büyüme paternleri gösterir. Erken lezyonlar; dokunmakla kanayan, kaba, kırmızımsı granüler alanlar şeklinde görülür.

Orta derecede ilerlemiş veya ilerlemiş invaziv serviks kanseri olan bu kadınlar sıklıkla aşağıdaki belirtilerden bir veya daha fazlasını gösterirler. Bu belirtiler: iştah azlığı, kilo kaybı, halsizlik, pelvik ağrı, sırt ağrısı, bacak ağrısı, tek taraflı şiş bacak, vajinadan aşırı kanama, vajinadan idrar veya gayta gelmesi[ ve metastaz gelişmesine bağlı kemik kırıklarıdır. Ayrıca; intermenstrüel kanama, postkoital kanama, aşırı seropürülan akıntı, tekrarlayan sistit, bel ağrısı, alt abdominal ağrı, alt ekstremitede ödem, obstrüktif üropati, bağırsak obstrüksiyonu, ciddi anemiye bağlı nefes darlığı ve kaşeksi de görülebilen diğer bazı belirtilerdir. Özellikle vajinal kanama varlığında malignansi (habis tümör) varlığı akla gelmelidir. Bununla beraber, vajinal akıntıda artış ve cinsel ilişki sırasında ağrı da servikal kanser semptomlarıdır. Hastalığın ilerleyen safhalarında; abdomen, akciğer ve başka diğer bölgelere metastazlar görülebilir.

Daha ileri kanserler; kanama ve kötü kokulu akıntı ile birlikte, prolifere olan, kabartı oluşturan, mantar veya karnabahar benzeri büyüyen lezyonlar şeklindedir. Bazen fazla yüzeyel büyüme göstermeden, kaba, granüler yüzeyli, bütünü ile büyümüş irregüler serviks şeklinde görülür. İnvazyon arttıkça , vajina, parametrium (rahim çevresinde bulunan bağ dokusu), pelvik yan duvarlar, mesane ve rektum tutulur. İlerlemiş bölgesel hastalığa bağlı olarak üreter kompresyonu, hidronefroz ile sonuçlanan üreteral obstrüksiyona neden olur ve sonunda böbrek yetmezliği gelişir. Bölgesel invazyonun yanı sıra bölgesel lenf düğümlerine metastaz olur. Paraaortik lenf düğümlerindeki metastatik kanser lenf düğümünün kapsülünden dışarı yayılabilir ve doğrudan vertebrayı ve sinir köklerini tutarak sırt ağrısı oluşturabilir. Siyatik sinir köklerinin dallarının doğrudan yayılımı sırt, bel ve bacak ağrısına; pelvik duvar venlerinin ve lenfatiklerinin sıkıştırılması ise bacaklarda ödeme neden olur. Hastalıkta uzak metastazlar geç olur, genellikle paraaortik nodlar, akciğerler, karaciğer, kemik ve diğer yapılar tutulur.

Serviks kanserinin tedavisi

Serviks kanserinin yayılımını değerlendirme

Biyopsi serviks kanseri varlığını doğrularsa doktorunuz röntgen, sistoskopi (mesane içini gözlemek için ışıklı bir boruyla uygulanan bir girişim), proktoskopi veya kolonoskopi (rektum veya kolonun içini gözlemek için ışıklı bir boruyla uygulanan bir girişim) gibi diğer tetkikler uygulayabilir. Bu testler kanserin yayılıp yayılmadığını veya hangi evrede olduğunun belirlenmesinde yarar sağlamaktadır.

Serviks kanseri tedavi seçenekleri

Kanser diğer organlara yayılmamış ve hâlâ erken evredeyse konizasyon yöntemiyle serviksten tüm kanserli dokunun çıkartılması mümkün olabilir.

Kanser daha çok ilerlemiş veya lokal alan dışına yayılmışsa doktorunuz tedavi için bir veya birden fazla yöntemi önerebilir. Örneğin :

  • Cerrahi : Cerrahi dölyatağını (histerektomi) bazı olgularda yumurtalıkları ve/veya iç lenf düğümlerinin çıkartılmasını içerebilir.
  • Radyoterapi: Kanser diğer dokulara yayılmışsa (invaziv kanser) veya tedavi edildikten sonra yinelenmişse (nükseden kanser) radyoterapi önerilebilir. Bu işlem yüksek enerjili X ışınlarının kanserli alanlara odaklanmasını gerektirir.
  • Kemoterapi : İnvaziv veya yinelenen kanseri tedavi etmenin başka bir yolu olan kemoterapi kanser hücrelerini yok etmek için ilaç tedavisi gerektirir.

Doktorunuz hangi yaklaşımı önerirse önersin seçeneklerinizi ve ilişkin riskleri anladığınızdan emin olun.

Sonuç:

Serviks kanseri dünya ölçeğinde birçok kadını etkilemesine rağmen erken tanı durumunda sağ kalım oranları yüksektir. Gerçekten invaziv serviks kanseri için bile beş yıllık sağ kalım oranı yüksektir. Düzenli aralıklarla smear/PAP testi randevularınıza ve ardından herhangi bir olası tedavi uygulanan kadınların çoğu serviks kanserine karşı iyi bir korunma düzeyi sağladıklarından emin olacaktır